top of page

Restorasyon Krizleri: Botokslu Roma Mozaikleri

Yazarın fotoğrafı: İdil BİLGİNİdil BİLGİN

2015 yılında Dünya’nın ikinci büyük mozaik sergileme alanı olan yeni Hatay Arkeoloji Müzesinin yenilenme sürecinde bazı Roma mozaikleriyle ilgili çıkan tartışma oldukça ilginçti.


Ne Olmuştu?


2015 yılında Hatay Arkeoloji Müzesi yenilenme sürecinden sonra açılmıştı ve 55.000 metrekare alan üzerine kurulu, 52 milyon TL maliyetli müzede 1700 eserin sergilendiği Roma Mozaikleri de halkın ziyaretine açılmıştı. Açıldıktan kısa süre sonra restore edilen mozaiklerin görüntüsüyle ilgili tartışmalar başlamıştı. Mozaik ustası Mehmet Daşkapan’ın yerel gazeteye verdiği açıklamalara göre mozaiklerin orijinal hali zarar görmüştü. Olayın medyaya taşınmasından sonra tepkiler büyüdü ve krizin adı ‘Botokslu Roma Mozaikleri’ adını aldı. Yeni müzedeki figürler, eski müzedeki hallerine kıyasla ‘botokslanmış’ gibiydiler.



Restorasyon-Konservasyon Ayrımı ve Doğru Restorasyon Nedir?


Önceki blog yazımızda da belirttiğimiz gibi, restorasyon işlemi, ‘zaman içerisinde çürümüş, bozulmuş, özelliklerini yitirmiş ve yıkılmış olan çeşitli tarihi yapıların veya nesnelerin aslına görsel olarak özdeş olacak şekilde yeniden yapılması işlemi olan restorasyon işlemi; yapının orijinaline sadık kalınmasını temelinde gerçekleşme’ tanımına uyduğunda restorasyonun başarılı olduğundan bahsedebiliriz. Eğer yapılan işlem konservasyon ise ‘henüz tarihi nesne/yapı çürümeden, bozulmadan ya da yıpranmadan önce veya bozulma gerçekleştikten sonra’ yapılan çalışmalar olarak konservasyondan bahsederiz ki bu da restorasyonla benzer şekilde ‘özdeş’liğe işaret eder.


Alaylı mı Mektepli mi?


Müzenin restorasyonundan sorumlu firma tartışmadan sonra yaptığı açıklamada ‘bu konuda bilimsel görüşlerin dikkate alınmasını’ istedi.Tartışmayı alevlendiren ismin bir mozaik ustasının olmasına cevaben verilen açıklama sonrası, restorasyon sürecinin ‘alaylı mektepli’ ikilemi gündeme geldi. Aynı alanın zanaatkarının eleştirisi, nabilimsel olabilir mi? Teknik ve pratik deneyimin birikimi bilimsel sürece aykırı sonuçlar mı taşır, yoksa onu besler mi? Bu soruların cevabı bizce açık. ‘Doğru restorasyon’un ölçütlerinden biri ‘özdeşlik’ ilkesi olduğu için, yine eski Roma ‘zanaatkarlarının’ yaptığı gibi bir görüntüye ulaşmak elzem. Bugün, bilim insanlarının bilimsel süreci eski ustaların imgesine denk düşme kaygısı taşıyorsa, süreçte yerel bir mozaik ustasının da görüşleri önceden alınmalıydı. Dolayısıyla bu noktada başka bir tartışma daha beliriyor: Bugün hem restorasyon hem konservasyon için yürütülen bilimsel süreçlerde paradigmalar güncelleniyor mu, adımlar olması gerektiği gibi ilerliyor mu, denetleyici bulunuyor mu, denetleyiciler zamanında müdahale edebiliyor mu?


Kültür Bakanlığının Tutumu: Yeniden Mağduriyet


Hatay Mozaik Müzesinde bulunan ve restorasyonu yapılan İsis Mozaiğinde önceki dönemlerde uygulanmış olan vernik tabakası alınmış ve renklerde vernikten kaynaklanan sararma giderilmiştir. Dolayısıyla eski ve yeni fotoğraflar arasında renk farkı varmış gibi görülmektedir. Ancak işlemler tamamlandığında mozaik eski rengine tekrar kavuşacaktır.


Tepkilerin büyümesinin ardından müze geçici süreliğine kapatıldı. Ardından Kültür Bakanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaparak‘art niyetli kişilerin varlığına’ işaret etti. Peki bu art niyetli kişi, yerel bir mozaik ustası Daşkapan’ın eleştirisi miydi? Eğer mozaiklerin restorasyon sırasında ve halka açılmadan önceki haliden görüntüler medyaya taşındıysa; haberlerden sonra müzenin neden apar topar kapatıldığı, böyle bir kriz olmadan önce neden önlem alınmadığı yönetimsel sürece ait ayrı bir soru işareti olarak kaldı.


Çözüm: Açık Konservasyon ve Restorasyon


İtalyan arkeolog Roberto Nardi, 1982 yılında konservasyonun halka kapalı kapılar ardında değil, halka açık olarak sunulması gerektiğini belirterek ‘Open Conservation’ (Açık Konservasyon) ilkesini geliştirdi. Koruma ve restore etme süreçlerinin kamuoyuyla paylaşılması hem kültürel miras sürecini şeffaflaştırarak değer kazanımına dönmesine hem de daha anlaşılabilir olmasına neden olacaktı. Eğer bugün Hatay Arkeoloji Müzesindeki işlemler de aynı şeffaflık içinde yapılsaydı, aynı belirsizlikler ortaya çıkacak mıydı, cevabı siz okuyucularımıza bırakıyoruz.




37 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


 İdil Bilgin Eğitim ve Kültür Danışmanlığı 

 ©2024 | İdil Bilgin | v 3.4

bottom of page